29 Nisan 2017 Cumartesi

Joseph Mallord William TURNER




               IŞIĞIN RESSAMI : WILLIAM TURNER


                                 " Self Portrait" (Otoportre) 

   Bu yazımda sizlere çok ilgimi çeken bir ressamdan bahsetmeye karar verdim. Bu ressam" Joseph Mallord William TURNER". 
"Bunca ressam içinden neden William Turner'ı seçtin?" diyebilirsiniz. Sebebini daha sonra açıklayacağım.
   
     Ressam ve tabloları hakkında sizlere güzel bir yazı sunabilmem için bilgi toplamam gerekiyordu. İlk önce okulumuzun görsel sanatlar öğretmenine gittim. "Tabloları incelemeyi öğrenmek istiyorum, bana yardımcı olur musunuz?" dedim. Memnuniyetle kabul etti ve bana Sıtkı Mehmet ERİÇ' in yazdığı "Resmin Eleştirisi Üzerine" isimli kitabı verdi. Kitap gerçekten çok bilgilendirici ve aydınlatıcı, okumanızı tabi ki tavsiye ediyorum. 



   Verdiği bir diğer kitap ise Ernst Hans GOMBRICH' in yazdığı "Sanatın Öyküsü" isimli kitap. Bu kitapta William TURNER hakkında ipuçları edinebileceğim yerler mevcuttu. 
   Öğretmenime bana destek olduğu için içten teşekkürlerimi sunuyorum.


    J. M. William TURNER kimdir?

  Öncelikle ressamın, eserlerinde etkisi altında olduğu psikolojiyi, yaratırken ilham aldığı şeyleri, usunda tasarladıklarını somuta döndürmesi esnasındaki tutumunu ve yaşadıklarını biraz da olsa anlayabilmek için hayatı hakkında bir fikrimizin olması gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı yaşamından başlayalım.


   23 Nisan 1775' te İngiltere' de dünyaya gelen ressamın babası William Gay TURNER bir berber ve peruk yapımcısı imiş. Annesi Mary Mashall çok hızlı bir şekilde akıl sağlığını yitirmiş ve dolaylı olarak ressamın küçük kız kardeşi Helen TURNER' ın ölümüne sebep olmuş. Annesi kaldırıldığı akıl hastanesinde vefat etmiş. Tahmin edilenene göre ailesi ile yaşadığı sorunlardan dolayı 1785'te dayısının yanına, Londra'nın batısında yer alan küçük bir kasabaya gönderilmiş, Brentford kasabasına... Orada ilk resim denemelerini gerçekleştirmiş ve hemen bir yıl sonra Margate 'te bulunan bir okula gönderilmiş. Kraliyet Akademisi Sanat Okulu'na daha 14 yaşındayken girmiş ve bir yılın ardından Akademi'ye kabul edilmiş. İlk yağlı boya çalışması Fishermen at Sea imiş. Ve TURNER romantizm akımından etkilenmiştir. 
   
   Bu dahiyane ressam 19 Aralık 1851' de hayata gözlerini yummuş ve St. Paul Katedrali' ne gömülmüştür.

                                     Fishermen at Sea


  Madem ilk önce bu tablonun adı geçti bundan başlayalım. 

      Fishermen at Sea isimli bu romantik tablo, TURNER' ın ilk eseri ve yirmi bir yaşındayken yapmış. İlk baktığımda koyu renklerin çok ön planda olduğu ve bu nedenle tablonun karanlık göründüğü dikkatimi çekiyor. Aklıma ilk gelen düşünce ise şu:
    
     TURNER tabloya kendini ve ruh halini bariz bir şekilde yansıtmış. Daha genç olduğu için ailevi yaşantısındaki travmalar onu ciddi bir şekilde etkilemiş belli ki ve dalgalı denizi ile fırtınayı, hayatındaki olumsuzlukları sembolize etmeleri için kullanmış.                 
     Balıkçılar bu deniz içinde savaşıyorlar, kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar bir nevi ressamın kendisi gibi. Etraflarında uçuşan, tabloya ilk bakışta dikkat çekmeyen kuşlar var; belki de onlar bu faciayı görenler ama yardım edemeyenler. Ancak bulutların arasından kendini gösteren ve onlara umut ışığı saçan bir ay var. TURNER'ın gelecekten beklentilerini, hayallerini simgeleyen.            
     Hatta belki diğer balıkçılar ailesiydi. Annesi babası, kardeşi... Onlar öndeki kayıklardalardı ve zamanın karanlığında yok olup gitmişlerdi. Kendisi ise ışık altındaki kayıkta, yaşayacak ve geleceğe adını yazacak olan...

   Bunlar benim kişisel görüşlerim ve doğru olduklarını iddia etmiyorum.

___________________________________________________



   İkinci olarak bahsetmek istediğim ve TURNER'ın sanırım en beğendiğim tablosu " The Fighting Temeraire". 


    Bu tablo ilk incelediğim tabloya göre daha aydınlık. Sıcak ve soğuk renkler birlikte kullanılmış. Güneş var ancak arka planda kendisini gösteriyor bizlere, batarken, o güzel turuncumsu rengini etrafa saçarken. Perspektif kullanılmış. 

      Gemi bir savaşın içerisinde ve soğuk renklerin ağırlıklı olarak kullanıldığı tarafta. Coşkulu bir resim. Karamsar denemez bana göre. Sağ taraf geçmişi yansıtıyormuş gibi. Güneş batıyor ve geçmiş sonlanıyor, daha tatlı renklerle. Sol taraf gelecek, savaş içinde kendi sonunu getirmeye çabalarmışçasına zaman harcıyor. Suda bir yansıması var; doğanın ona, düştüğü hali görüp toparlanması için sunduğu bir şans. 

   William TURNER resimlerinde, doğanın karşısında insanın ne denli zavallı olduğunu vurgulamış adeta. "Yüce" kavramını öne çıkarmış.

    Ölmeden önce de son bir söz söylemiş: "Güneş Tanrıdır." Bu yüzden çoğu resminde güneş baş köşede, varlığını belli ediyor çünkü o yüce, çünkü o kudretli.

    Belki de bundan dolayı ona "Işığın Ressamı" deniyor!
____________________________________________________


    Sizce bu "Slave Ship" (Köle Gemisi) isimli tablo ne anlatıyor? Bunu düşünün ve isterseniz yorumlarınızı bana bildirebilirsiniz.
____________________________________________________

  Görsel Sanatlar Öğretmenime dedim ki:
 - Resimleri anlamak için adeta Sherlock Holmes gibi detaylı araştırma yapıp ipuçlarını toplamamız gerekiyor. En sonunda da onları yapboz gibi birleştirip sonuca ulaşıyoruz. Dedektif gibi, çıkarımlarla, çıkarım yapma sanatı ile... Sanatı sanatla çözüyoruz!
O da:
- Bana da arkeologmuşum gibi hissettiriyor. 
dedi.

 William TURNER gizemli bir ressam bana göre ve tabloları ilginç.  Onu yazımda anlatmak istememin sebebi de buydu.


       Umarım beğenmişsinizdir ve size yeni bir şeyler katmıştır. Benim için yazmak çok eğlenceliydi. Dediğim gibi bunların hepsi kendi görüşüm. Kesinlikle doğrudur demiyorum. Bir daha ki yazımda görüşmek üzere. Hoşçakalın! 
         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

L'orientalisme au Musée de Pera

                              La mélodie orientale en Europe  "Orientaliste: Homme qui a beaucoup voyagé."- Gustave Flaube...