15 Aralık 2016 Perşembe

MALTEPE ORHANGAZİ ŞEHİR PARKI

MALTEPE ORHANGAZİ ŞEHİR PARKI



Herkese tekrardan merhaba! 
   Bugün sizlere Maltepe' de bulunan kocaman bir parktan bahsedeceğim. Yeşile, doğaya, ağaçlara düşkün olan ben buraya gittiğimde çok mutlu oldum. Biliyorsunuz ki güzel şehrimiz İstanbul' daki yeşil alanlar çok hızlı bir şekilde yok oluyor. Bu park yakınımıza bulunan nadir güzelliklerden biri ve İstanbul' un dev parkı. 2014 yılında halkın kullanımına açıldı. 
    Bu sefer parkı gezmeye babamla değil annem ile gittim. Annem de parkta, sahil kıyısında yürüyüş yapmayı çok sevdi.






 


                                                  Park planı
      İlk bahsetmek istediğim şey parka ulaşımın çok kolay olması. Genellikle İstanbul' da bir yere gittiğimizde park yeri bulma sıkıntısı çekeriz. Burada böyle bir sıkıntı yok. Her türlü taşıtın park edebilmesi için fazlaca yer var. 


         Şimdi de parkın mimari yerleşimine bakalım.

Bu park deniz doldurularak yapılmış bir park. 
Toplam yüzey alanı 120 hektar. 
Bunun  101 hektarı, 19 hektarı yeşil alandır. 
Toplam park alanı 1.200.000 m². 
Toplam yeşil alan 680.000 m². 
Parkta 4 adet araç, 10 adet yaya, 5 adet bisiklet parkuru girişi bulunmakta. 2865 adet araç otoparkı (Engelli otoparkları dahil) 76 adet otobüs otoparkı var.
Toplam sert zemin alanı 30.000 m².
Toplam çim zemin etkinlik alanı 100.000 m².
Lalezar yolu 23.000 m² deniz kıyısı boyunca 3 ayrı parsel içerisinde çizgiler kullanılarak, insanların lale ağaçları altında yürüyüş yapmaları, oturup dinlenmeleri, manzara seyretmeleri düşünülerek oluşturulmuş yürüyüş yolu.
Piknik Alanları 63.000 m² alana konumlandırılmış.
Bisiklet Parkuru :7.500 m Koşu parkuru: 1.900 m Bu iki alan 289.000 m² alana sahip.
Toplam 18 adet basketbol, futbol, voleybol, tenis sahaları,
1 adet Nizami futbol sahası (70m x 110m),
1 adet Uluslararası maçları karşılayabilecek tenis kortu (22m x 

44m)
2 adet Mini Golf Sahaları bulunmakta.
Atletizm pisti  7.500 m² alana sahip içerisinde Nizami Futbol Sahası, Gülle Atma Alanı ve Uzun Atlama Alanı bulunmakta.
Veledrom Pisti 4.625m² alan üzerine kurulmuş asfalt zeminli bisiklet parkuruna sahip.
Çocuk oyun alanları toplam 13.500 m².
Arkeolojik Kazı Parkı Ve Survivor Adası 5.500 m².
Skate Park  7.800 m².
Frizbi Oyun Alanı  2.000 m².







                                                                    Spor alanları














                                       Evet bu fotoğrafta ne kadar mutlu olduğum görülüyor :)







                                                                   Bisiklet Yolu


      Park içerisinde aynı zamanda küçük kafeler, lokantalar, miting alanları, oturma yerleri gibi birçok yer daha var. Okuduğum bir habere göre en çok ilgi çeken yer paten ve kaykay alanları olmuş. Tenis kortlarında da müsabakalar düzenleniyormuş.









                                            " Köpeklerinizi gezdirmek için ideal bir yer."


































"Yine bir dostumun fotoğrafını çekmek için ondan izin aldım. Tabi ki de kabul etti. Hiç şaşırtıcı değil:)"

                                   

      Engelliler için park yerleri


      

Çektiklerim arasından en sevdiğim fotoğraf





Panoramalarımı asla unutmam!



Park inanılmaz derecede büyük bu nedenle her yerini gezemedik. Bugünkü yazım bu kadar. Diğerlerinden daha kısa çünkü yakında sınav haftam var. Bir sonraki gezim çok büyük ihtimalle ve heyecanla ikinciye gitmeyi beklediğim Ayasofya Müzesi olacak. Ayasofya ile ilgili olacak olan yazıyı kaçırmayın derim. İlgilenmeyi çok sevdiğim bir müze çünkü. Onunla ilgili çok araştırma yaptım.
                                   Görüşmek üzere...
                     Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.


14 Aralık 2016 Çarşamba

Kız Kulesi Gezisi

Kız Kulesi' ni Gezmek

Yeniden Merhaba,
Bu hafta sizlere çok zevk alarak gezdiğim Kız Kulesi' ni, tarihini, efsanelerini ve yolculuğumuzu anlatacağım.

    Evet öncelikle yolculuktan başlayayım. Trafik genel anlamda İstanbul' da akıcıydı. Rahat bir şekilde gittik. Bu gezimde bana eşlik eden kişi yine babamdı. Arabamızı bir otoparka park etmek zorunda kaldık çünkü başka park edebileceğimiz bir yer yoktu. 
    Uzun bir sahil yürüyüşünden sonra Kız Kulesi' ne giden teknelerin kalktığı yeri bulduk. Buraya gelene kadar babam, eskiden her gün geçip vapura bindiği yeri ve oraya gelmeden önce geçtiği küçük çarşıdan otuz kırk yıldır geçmediği ve bugün geçtiği için büyük bir nostalji yaşadı. 
    

'
















  Hava bence aralık ayında olmamıza rağmen ılıktı. Ne kadar soğuk ve karlı havaları daha çok sevsem de gezmek için bu hava çok daha uygundu.








Evet sonunda Kız Kulesi'ni uzaktan görmeye başladık...



Yoğun sohbetli yürüyüşümüzün ardından teknelerin kalktığı alana geldik.





  Tekne yolculuğunun ücreti yetişkinler için 20 TL , altmış yaş üstü bireyler ve öğrenciler için 10 TL idi. 
   Yolculuk yaklaşık beş dakika sürüdü. Gidişte teknenin orta kısmına, dönüşte ise önde ancak aşağıda bulunan kısımda oturduk. 








   Kız Kulesi'ne geldiğimizde çok heyecanlandım. ( Zaten genel anlamda heyecanlı bir insanım.) Hemen içeri girdik. O tarihi içimde hissettim, işte asıl istediğim buydu. Üzerinde gezdiğim yere milyonlarca kişi ayak basmıştı. Acaba onlar ne düşünmüştü, buralardan yürürken, ne hissetmişlerdi... Kapı eski ve sade diyebileceğim bir yapıya sahipti. Ancak içeri girdiğinizde o loş ışıkta süslü avizelerin ışıklarında kendiniZİ kaybetme olasılığınız yüksek, tıpkı benim gibi.















  Hemen girişte duvarda bulunun tablo çok hoşuma gitti hemen sizlerle paylaşmak istiyorum.


Üst kısmına aydınlatma koymaları küçük bir detay olsa da etkisi çok büyük. Çok hoş duruyor bence .      

    Girişte sol kısımda küçük bir mutfak ve aşçılar vardı. İç kısımda büyük bir lokanta olduğunu içeri girince gördük. Yemeğimizi önceden yediğimiz için lokantanın yemeklerini tatma şansımız olmadı. Kuleye çıkan merdivenler giriş kısmını geçtikten sonra solda kalıyor.  
  Merdivenlerden çıkmaya başladığınızda karşınıza çıkan ilk şey çok şaşırtıcı değil: bir hediyelik dükkanı.  Ben de bir şeyler aldım tabi.




      Fiyatları şaşırtıcı bir şekilde pahalı değil. Daha pahalı beklerdim açıkçası. 
      Merdivenler uzun daha onlarla ilgili anlatacaklarım var. Merdivenlerin yanında Kız Kulesi' nin tarihi ile ilgi bilgilendirici yazılar var.











Öncelikle  Nazım Hikmet ile ilgili olan yazıdan bahsetmek istiyorum. Diğer tabloları daha sonra yeri gelince anlatacağım.

 Nazım HİKMET ve Kız Kulesi 

Ünlü şair Nazım Hikmet' in hayatında da kulenin önemi büyüktür. 1827' de Almanya' da doğan Karl DETROIT, henüz on iki yaşında bir gemi ile İstanbul'a gelir ve karaya Kız Kulesi' nden çıkar ve günümüz anlatımına uygun olarak Osmanlı' ya iltica eder. Mehmet Ali adı ile sarayda eğitim alır. II. Abdülhamit döneminde de paşa unvanı alır. 1878' de Berlin Antlaşması esnasında Osmanlı' yı temsil eder. Bu davranışından dolayı Arnavutluk' da linç edilir.  Dört kızı olan Mehmet Ali Paşa' nın kızlarından Leyla Hanım' ın 
da Celile Hanım adında bir kızı olur. Onun oğlu ise ünlü şair Nazım HİKMET' dir. Ocak 1921'de Nazım HİKMET milli mücadele için Anadolu'ya giderken gemisi Kız Kulesi önünde durdulur ve aranır. 1950' de hapisten çıkan Nazım HİKMET, özgür kalınca en çok istediği şeyi yapar , Salacak sahilinden büyük dedesi Mehmet Ali Paşa' nın çıktığı Kız Kulesi' ne bakar ve elini suya daldırır.


İlk katta hediyelik eşya satışı yapılan küçük bir dükkan var demiştim. İkinci katta geleneksel kıyafetler giydiğiniz ve fotoğrafınızın çekildiği bir alan var ancak ben denemedim. Üçüncü kattan itibaren tekrar çok hoşuma giden şeyler gördüm: Kız Kulesi efsanelerini anlatan gösterimler. Şimdi alt kısma sırayla fotoğraflarını koyacağım ve ardından hikayelerini anlatacağım. 
______________________________________________________

EFSANELER



Buluşamayan Aşıkların Efsanesi

Bu efsanede Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkı anlatılır. Hero Afrodit’in rahibelerindendir ve aşka tövbelidir.Uzun zaman sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleyi terk eder ve orada Leandros ile karşılaşır. Bu iki genç birbirine aşık olur ve gizli gizli buluşurlar ve görüşürler. Yağmurlu bir kış gününde yüzerek sevdiğine ulaşmaya çalışan Leandros serin sulara gömülerek hayatını kaybeder bunun üzerine Hero’da Kızkulesinden atlayarak acısını sona erdirir. Bu hikaye ile birlikte Kız Kulesi kavuşamayanların uğrak yeri olarak bilinir.



Yılanlı Hikaye 

Hero ve Leandros’un, kavuşamayan âşıklara atfen anlatılan bu hikâyesinden başka bir de Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılanlı hikâye vardır.
Bizans imparatorunun bir kızı olur. İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder. Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır. İmparator, bilginlerinden, kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister. Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder. Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir.
Böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir. Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. İmparator, kızının ölümüne çok üzülür ve kaderden kaçılamayacağını anlar. Kızı toprağa gömülürse, yılanlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız bedenini mumyalatıp pirinç bir tabuta koydurur. Tabutun da Ayasofya'nın yüksek duvarlarından birinin üstüne yerleştirilmesini emreder. Böylece, kızının hiç değilse ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, prensesi ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılır.

______________________________________________________

En Üst Kat 

Sonunda kulenin en üst katına geldik. Burada minik bir kafe var. Burada oturup bir şeyler içmedik çünkü hemen balkona çıkmayı düşünüyorduk. Kafede dikkatimi çeken şey tavan süslemesi oldu.
                                    Bahsettiğim tavan süslemesi.




Balkon

Buradan İstanbul' u harika bir şekilde 360 derece görebiliyorsunuz. İşte fotoğraflar! :

 
                                                                            Köprü
  
                                                               Haydarpaşa Limanı
Tarihi Yarımada 

Üsküdar


Her zaman olduğu gibi panoramam.



Diğer fotoğraflar:







Okuduğunuz için çok teşekkürler...


Kaynaklar: http://www.kizkulesi.com.tr/YilanliHikaye.asp
http://www.bilgiustam.com/kiz-kulesi-efsanesi-ve-tarihcesi/

L'orientalisme au Musée de Pera

                              La mélodie orientale en Europe  "Orientaliste: Homme qui a beaucoup voyagé."- Gustave Flaube...