29 Nisan 2017 Cumartesi

FENERBAHÇE PARKI



FENERBAHÇE' DE MİNİK CENNET




     Tekrar bir park tanıtımına geldi sıra. Sizlere tanıtımını yapacağım park başlıktan da anladığınız üzere Fenerbahçe Parkı. Annemin ve babamın arkadaşları ile birkaç pazar günü ve okulumun permakültür etkinlikleri için gitmişliğim oldu ve olmaya devam edecek.






            Parkımız haritadan da görüldüğü gibi çok merkezi bir yerde. Ulaşımı trafik yoksa rahat ancak büyük bir sıkıntı var eğer özel arabanızla gidecekseniz: arabanızı park etmek için uzun bir süre yer arama sorunu. 

                       Girdiğinizde hemen solda bulunan taş.



            İstanbul gibi taşlaşmış bir şehirde nefes alıp oksijen ihtiyacınızı rahatça karşılayabileceğiniz nadide yerlerden. 
 
   Sizlere Fenerbahçe Parkı'nın olumlu özelliklerinden bahsedeyim biraz.






  -  Eğer bir bahar ayında gittiyseniz çevreniz, en az fotoğraflardaki kadar huzur verici, bir sürü ve rengarenk çiçeklerle dolu olacaktır.
  
  

-  Kendinizi yalnız hissediyorsanız, parkta sizlerle dostluk kurmak isteyenler, orada bekliyor olacaklar.


- Etrafınız yemyeşil ve mis gibi kokan, sizi adeta başka diyarlara uçuran ağaçlarla çevrili olacak.


- Arada sırada karşınıza eski görünümlü, değişik ve merak uyandıran objeler çıkabilir.



- Klasik tarzda, beyaz renkli sokak lambaları benim ilgimi çektiği gibi sizlerinkini de çekebilir.



- Erenköy Yelken Kulübü tarafından yaptırılan bu heykel yanından geçerken illaki sizlere selam verecektir.

- Fotoğrafını çekmeye fırsat bulamadığım görkemli Ayasofya Müzesi de sağ tarafta uzaklardan kendini gösterecektir.




- Yakın çevreniz, güzel vakit geçirebileceğiniz birçok restoran ile dolu olacaktır.
 Ben Khalkedon ve Midpoint'i denedim ancak yukarıdaki resimde görülen ve parkın içinde bulunan restorana gitmedim.


  -  Oturup, masmavi Marmara Denizi' ne dalıp, derin hayallerinize doğru yolculuğa çıkabileceğiniz yerler mevcut.


                                                 Topluluk Bahçesi

Ah, işte en çok bahsetmek istediğim parkın hazinesine geldi konu. 
     " Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi Öğrencileri Toprakla Buluşturuyor! ", "Şehrin Ortasında Doğaya Kaçma Şansı: Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi! ", "Şehrin Göbeğinde Kolektif Tarım", " Şehrin İçinde Bir Tarım Alanı" şeklinde başlıklarla birtakım gazetelere konu olmuş, İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi tarafından, Kadıköy Belediyesi' nin de destekleri ile oluşturulmuş, permakültür etkinliklerinin yapıldığı, herkese açık bir bahçe burası. 
 
Ben de en sağdayım :)
   Büyük küçük, yaşlı genç demeden halkı kucaklayan bu bahçe, yardımlaşmanın bolca görüldüğü, insanların içeri girince yüzlerinin ancak ya meraklı ya mutlu ya da ciddi bir hal aldığının görüldüğü bir yerdir. Çalışırsınız, çalışırsınız ve saatler geçer, işinizi bitirdiğinizde yaptıklarınıza bakarsınız tatlı bir yorgunluk haliyle. " Vay be, gerçekten bunca işi tek başıma yapsam günlerimi alırdı!" dersiniz.    
     





   
  Bir sürü yeni insanla arkadaşlık kurarsınız ve bu konu hakkında tecrübelerini dinlersiniz. Sonra bir anda bahçenin dışında insanlar görürsünüz sizleri izleyen. İçeri davet edersiniz gülümseyerek o meraklı yüzleri. Soru sorarlar, cevaplarsınız. Hayranlıkla çıkarlar bu bahçeden, bir daha gelme sözüyle...


  
  Sonunda ödül olarak ürünlerinizi toplarsınız ve afiyetle yersiniz eve gidince. Üzeriniz hala toprak kokuyordur, hiç çıkarmak istemezsiniz kıyafetlerinizi. Ama en büyük ödül aslında nedir biliyor musunuz? Doğaya duyduğunuz saygı ve sevginin içinizde yarattığı huzur, kendinize kattığınız permakültür ile ilgili bilgiler, insanları bu konu ile ilgili aydınlatabilmek ve ekosistemin yaralarını ucundan da olsa tedavi etmeye başlamak...



 Parkın bu kadar iyi yanından bahsetmişken minik bir kötü yanından da bahsedeyim.

     Fotoğrafını çekmedim ve iyi ki de çekmemişim. Bir sürü yeni evlenecek çift, fotoğraf çektirmeye gelmişler. Ama adım başı, gerçekten çok fazla. Tuhaf tuhaf pozlar vermeye çalışıyorlar, önünüzü kapatıyorlar, yolu işgal ediyorlar. Gerçekten çok rahatsız edici ve sinir bozucu bir durum. Bana kalırsa gereksiz. Buna bir sınır koyulmalı artık!
   Tabi sadece gelin ile damat yok, gelinin arkadaşları, damadın annesi babası, gelinin annesi babası, fotoğrafçı, fotoğrafçının kocaman ekipmanları...


   Neyse bu kadar güzel bir parkın tek kusurunu görmezden gelebiliriz diyelim.



Diğer fotoğraflar:






                                              Annem ve arkadaşı
       
   Fenerbahçe Parkı'nı mutlaka gezmelisiniz ama her yerini gezin. Bir ucunu değil, tamamını gezin lütfen. Zaten Maltepe Orhangazi Şehir Parkı kadar devasa değil. Fark ettiyseniz ondan daha yeşillik, daha uzun yıllardır var olduğundan kaynaklı sanırım. Hangisini daha çok beğendiğimi soracak olursanız karar veremem. İkisinin de olumlu ve olumsuz yönleri var. 

    Bugünlük bu kadar. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

NOT: Topluluk Bahçesi fotoğrafları hariç tüm fotoğraflar benim tarafımdan çekilmiştir ve üzerlerinde hiçbir oynama yapılmamıştır, en doğal halleri ile sizlere sunulmuştur. Umarım beğenmişsinizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

L'orientalisme au Musée de Pera

                              La mélodie orientale en Europe  "Orientaliste: Homme qui a beaucoup voyagé."- Gustave Flaube...