İnsanın kalbine hitap eden besteci...
Tekrar bir müzisyene geldi sıra. Bir müzisyen hakkında yazı yazmak çok hoşuma gitti ve sizlerin de çok ilgiyle okuduğunuzu düşünüyorum. Hem bilgilendirici, hem de öğretici bence.
Bugün bahsedeceğim kişi küçüklüğümden beri hayatımı derinden etkilemiş bir insan. Her gün eve geldiğimde kulaklığımı takıp, derin düşüncelere boğulup, duygularımı en yoğun şekilde hissetmeme neden olan kişi. Hele oturup piyano başında eserlerini çalmak, bu duyguları dinlemeye nazaran birkaç kat daha fazla hissetmeme sebep oluyor. Bu kişi Frédéric François Chopin. Müzik dünyasına farklı bir tarz getirmiş genellikle insanların çalmaktan, ve dinlemekten inanılmaz keyif aldığı eserler bestelemiş. Zamana meydan okumuş ve geleceğe yöneltmiş parçalarını. Kendini piyanoya adamış, tüm ruhuyla anılarını piyanoya dökmüş.
Romantik Çağ dendiği zaman benim ilk aklıma gelen besteci Chopin. Karmaşık akorlar, kalbin derinliklerinden gelmiş doğallığı yansıtan bir armoni. Neden piyano öğrencileri Chopin etütlerini diğer etütlere tercih ediyor? Nedeni şu bence , Chopin Etütleri hem teknik açıdan müthiş derecede faydalı hem de çalarken çok keyif alıyorsunuz. Belki de bu kadar ünlü olmasını sağlayan şey de budur.
Romantik Çağ demişken ne olduğundan bahsedeyim biraz.
Müzikte Romantik Dönem
Ortaçağ ( 476 - 1400)
Rönesans ( 1400 - 1600)
Barok ( 1600 - 1760)
Klasik Dönem ( 1730 - 1820)
Romantik Dönem ( 1815 - 1910)
Modernist (1815 - 1910)
20. Yüzyıl (1900 - 2000)
21.Yüzyıl ( 2000 - günümüz)
Bu dönem artık insanların günlük yaşamındaki duygular üzerine yoğunlaşmış bir dönem. Barok ve Klasik Dönemdeki sakinlikten çıkmış artık biraz daha karmaşık duygular içeren parçaların bestelendiği dönem. Özellikle aşk, ölüm, yalnızlık gibi konular üzerinde durulmuş. Dönemlerdeki parçaların arasında ince bir çizgi var. Bir parçanın Barok mu, klasik mi olduğunu iç güdüsel bir şekilde anlayabilirsiniz örneğin.
Belirgin olarak piyanonun tarzı ve büyüklüğü de değişmiş zaten. Pedallar eklenmiş ve daha ayrıntılı bir enstrüman haline gelmiş piyano. Sesler daha süslü çıkmaya başlamış.
_____________________________________________________
Ölümü
Bu dahi besteci 1849 yılında, 38 yaşında gencecik bir insanken, tüm eserlerini geride bırakarak, onları insanların ayakları ile yürüyüp gidemediği dünyalara ulaşması için görevlendirmiş. Bugün eserlerinin ona nasıl sadık kaldığını ve görevlerini yerine getirdiğini görebiliyoruz.
Tüberküloz sebebiyle hayata gözlerini yummuş olan Chopin bir marş yazmış. Bu marş Opus: 35 2 numaralı Si Bemol Sonatı' nın 3. kısmı. Chopin bunu Cenaze Marşı olarak yazmamış ancak şu anda öyle geçiyor. Chopin bu marşın kendi cenazesinde çalınmasını istememiş onun yerine Mozart' ın "Requiem" isimli parçasının çalınmasını tercih edeceğini belirtmiş.
Alt kısımda kendisinin mezarı hakkında da bahsedeceğim bu nedenle buraya yazmıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=hZY5DBmgC_A
Cenaze Marşı _____________________________________________________
CHOPIN' İN HAYATI VE ESERLERİ HAKKINDA FİKİR EDİNEBİLECEĞİNİZ YERLER
1- Frédéric Chopin Müzesi
Bu müze Chopin'in bebekken ailesi ile Paris' e gitmeden önce hayatının ilk 20 yılını geçirdiği Polonya' da Varşova kent merkezinde bulunuyor. Müzede Chopin' in yaşamının değişik yönlerini belirten on bir ayrı bölüm bulunuyor. Bir odada ünlü piyano yapımcısı Ignace Pleyel' in ürünü, Chopin' in son kullandığı piyano bulunuyor. Bestecinin ölümüyle ilgili kısımda ise kahverengi saçlarından bir tutam ve öldükten sonra yüzünden alınan bir kalıba göre yapılan bir maske sergileniyor.
https://www.youtube.com/watch?v=yVTNj2e5zA0
( Bu linkte müzenin çok güzel bir tanıtımı var.)
https://www.google.com.tr/maps/uv?hl=tr&pb=!1s0x471ecc58ac61b529%3A0x7e0b5787c809b375!2m19!2m2!1i80!2i80!3m1!2i20!16m13!1b1!2m2!1m1!1e1!2m2!1m1!1e3!2m2!1m1!1e5!2m2!1m1!1e4!3m1!7e115!4shttps%3A%2F%2Fwww.inyourpocket.com%2Fwarsaw%2Ffryderyk-chopin-museum_19568v!5schopin%20museum%20-%20Google%27da%20Ara&imagekey=!1e2!2sdjoE63mMJGIJEY3ItikTxA&sa=X&ved=0ahUKEwiA293Vi9PRAhXBjiwKHa5gBQkQoioIdTAR
(Ayrıca bu uzun linkten de müzenin etrafını sanal olarak üç boyutlu bir şekilde dolaşabilirsiniz.)
2- Frédéric François Chopin' in Mezarı
Mezarını da gezmenizi öneririm. Ben de çok istiyorum gitmeyi. Mezar, Fransa Paris' te Père Lancahise Mezarlığı' ında bulunmakta.
Hüzünlü ancak çiçeklerin canlılığıyla aynı zamanda huzur bulmuş bir mezar.
3- Chopin Anıtı
Polonya ,Varşova' da Łazienki Parkı' nda bulunan heykel her yıl müzisyenin doğum yıl dönümünde insanları karşılıyor. Bahçenin güzelliği ile bir bütün oluşturmuş heykel göz kamaştırıyor.
____________________________________________________
Önerdiğim Chopin Parçalarının Linkleri
1- Nocturne Do minör Opus:48 No: 1
Bu en sevdiğim parça. Chopin parçaları arasında değil. Tüm müzisyenlerin parçaları arasında en sevdiğim. Bu parça bana bir şeyi değil bir insanı hatırlatıyor ki bu kişinin hayatımda çok önemli bir yeri var.
Seong- Jin Cho bu parçayı en iyi yorumlayan kişi bana göre.
Kendisi Uluslararası Chopin yarışmasında birinci oldu.(2015) Chopin bu parçayı 1841'de Laura Duperré isimli bir kadın için yazmış. İçindeki buruk akorlar bestecinin bazı duygularını çok güzel yansıtmış. Her dinlediğimde tüylerim diken diken olur, gözlerim yaşarır.
2- Polonaise La Bemol Majör Opus: 53
https://www.youtube.com/watch?v=d3IKMiv8AHw
Çalan kişi yine Seong - Jin Cho. Chopin' in gerçekten istediği gibi yani orijinali gibi çalan kişi.
3- Chopin Etüt Opus: 25 no. 2
https://www.youtube.com/watch?v=-o2lYktVy3I
Valentina Lisitsa' yı en çok Liszt çalarken sevsem de bu parçayı çok güzel çalmış. Aynı zamanda bu videoyu izleyip Chopin Etütleri' nin ne kadar farklı olduğunu anlayabilirsiniz.
4- Chopin Waltz Op. 64 No. 2
Bunun için iki link vereceğim çünkü iki yorumu da çok beğeniyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=hOcryGEw1NY
Rubinstein çok sakin ve düzgün çalmış.
https://www.youtube.com/watch?v=wTSu1jjKpgI
Tekrar Valentina Lisitsa. Genel anlamda tüm parçalarıı hızlı çalmayı seven birisi, bu benim hoşuma gidiyor.
Chopin hakkında içimden gelenleri yazdım. Umarım tavsiye ettiğim videoların tamamını izlersiniz ve Chopin artık sizin de zihninizi kaplamaya başlar.
Bol müzikli günler...